İbn Haldun ve İnsan Bilimi
İbn Haldun’un tarihsel araştırmaya şaşırtıcı derecede çağdaş yaklaşımı, çağdaş dönem öncesi dünyanın önde gelen tarih âlimi olmasını sağlamıştır. Başyapıtı Mukaddime’de tarihsel kanıtları değerlendirerek olayların altta yatan sebeplerini belirlemeyi amaçlayan, Aristotelesçi kavramlardan hayat bulan bir yöntem geliştirmiştir. Yapısal tarih ve tarihsel sosyolojinin dünyadaki ilk örneğini temsil eden Mukaddime, Avrupa’daki Aydınlanma döneminden dört yüz yıl önce çağdaş tarihyazımını ve sosyal bilimleri öngörmüştür.
İbn Haldun, bu eserde, meslektaşı olan diğer Müslüman tarihçilerden kayda değmez şifahi geleneği bırakmalarını ve bunun yerine çalışmalarını felsefeden beslenen bir sosyal örgütlenmeler anlayışı üzerine temellendirmelerini talep eden kentli, kültürlü bir entelektüel dini otorite olarak ortaya çıkıyor.
Platon, Aris...