Bruno Bauer ve Karl MarX
Elinizdeki kitap Türkiye literatüründeki iki önemli eksiğin farkına varmak için muazzam ipuçları sunuyor. İlki, Marx’ın entelektüel gelişimi ve onun Hegel ile Genç Hegelciler’e tarihsel referanslarıyla ilgili. Türkiyeli okurun ağırlıklı bir kısmı bu ilişkiyi, Marx’ın Feuerbach ve Hegel’e ilişkin kendi değerlendirmeleri üzerinden okuyor ve -işin ilginç yanı- olduğu gibi kabulleniyor. Aynı durum özellikle Bruno Bauer’e odaklanmış eleştirilerin yoğunlaştığı Kutsal Aile (Eleştirel Eleştirinin Eleştirisi) için de geçerli. Marx bu metinde eski arkadaşı Bauer’e oldukça nükteli ve hakaretamiz ifadelerle, politik bir kopuşu belirginleştirmek amacıyla saldırıyor. Bauer’in teorik konumu hiç bilinmese de, Marx’ın güçlü kalemi okuyanları büyülü biçimde kendi yanında saf tutmaya zorluyor. Lakin büyü, y...